Her bir söze cevap var,
Türkülerde ama yetmez işte
Aşka bir kağıt,
Kalem, şarkı sözüde.
Yolcunun yolunda olması önemsiz.
Cevabını bildiğin sorular kadar değersiz.
Birisi müzik koysun.
Sırada ki şarkının ilk hecesine.
Bulursun kendini, belkili
Belirsizlik içinde.
Siyaha uzak laciverte yakın,
Bir gecede.
Mavi bir tebessüm,
Çizebilmişti buruk bir gülüşe.
Sonrası mı?
Gri bir şehir,
Sessiz bir kadın,
Issız bir orman.
Kirpiklerden akan rimeli
Hüznü ile geceye benzeten.
Neyse ki yağmur var.
Sonrasını temizleyen...
20 Ara 2014
17 Eyl 2014
Çok Mu Griydi Hayatın Astarı
Resim : Turhan BÖLER
Çok mu griydi hayatın astarı,
Siyah beyaz notalar
Sol köşede kırılmış bir ayna var.
Şu kırmızı
gibi dokunuşlar,
Ufak bir kanamada komaya sokar.
Gök kuşağını tam ortada unutmuşlar.
Az mavi üzerine turuncuyu vurmuşlar.
Akrep, yelkovan birer fırça olsa
Şu anı hangi hayata boyar.
Bu kadar gri olamazdı hayatın astarı.
Suyun
saf saydamlığı,
Spatulayı biraz
kırmış gibi,
Siyah ile beyazı karıştırıp.
Bir hışım gri ile çarpıştırmış.
Damla
damla bir kırmızı
Bu tuval de ağlamış.
Biz insanlar zamanın ellerine
İki fırça
ve renkleri
Birazda müziği bırakabilsek,
Kendi halinde bu tabloda.
İşte o zaman
Chopin ve
Leonardo’ ya rastlardık.
13 Eyl 2014
Bu Ülkede Zar Hepyek Gelmekte
Nasıl başlamalıyım,
Hangi beni kaldırmalıydım yerden. Ya da hangi acım için
çekmeliyim dizlerimi kasıklarıma kadar. Üzerimi örtmesi gereken hayaller birer
parke olmuş dar kaldırımlarda, çırılçıplak bedenimin altında. Yorgan olması
gereken düşler karanlık çıkmaz sokak arasında. Bir fotoğraf karesinde yaşayan
cesetlerin arasında bile yüzüm yok. Siyah beyazı hep mi silermiş.
Oysa kadın kırmızı bir şarap kadehi, biraz blues, biraz caz piyanoyu mu unutmuşlar bu sokak
arasında. Çok kısa, çok sade, çok mu net bir beste kulak çınlamasında. Belki de
kısacası bir hiç çokça sen azıcık kalmış
bir kadın adamın kalp ağrısında. Eylül benim bildiğim sadece elleri
üşütürdü, bedeniyse duygusuz bir o kadar
ruhsuz. Eşsiz mimikler olması gereken yüz bir hışım sokağa düşmüş. Adım adım
çiğneniyor gülüşler, kahkaha yankısı gelmiyor o
geceden sessiz bir o kadar çaresiz. Kimsesiz bir çok beden sere serpe
seriliyor umutlarını asmış sokak arasına bir ipte. Omuzlar her öpülüşte, kozasından kaçmış bir kelebeği, bu ülkede zar hep yek gelmekte. Bütün kapılar kapalı kırıkları o narin ellerde. Neyden bahsediyorsun
sen !
Kadın: yoksa bir adın, insana can katman neye yarar çarmıha gerilmiş oğlu bir ananın. Adı
neye yarar bu dünyanın sonu başı da bir Havva’ da başlar.
O Adem sandığın oyunun kuralını bozar…
Hava
Budan
12 Eyl 2014
1 Tem 2014
Şizofrenik Senarist
Ne yazmalı ne anlatmalı
Dört duvarı yalnızlıktı şunun şurası
Aynaların altı astarlı
Sır çekilmiş mavinin arkası
Gecenin şizofrenik prangası
Kelepçesi bileklerinde
Hadi kalk yerinden şimdi
Sevgi içerikli değil belki senlerim
Yolsuzluk taşıyor benim benlerim
Kanı yavaşlığında
Hadi yeniden sev şimdi
Olmaz değil mi
Aşka yakışmaz böylesi
Sus şimdi uzun uzun sus
Anlama hiç bir şeyi
Duymasın solumdaki melek
Günahıma yazar senli düşleri
İmkânsız umutların intihar seyrine
Dünyanın oyununda seneryomuz
Dünden belli
Leyla'sını Mecnun'a öldürten
Şizofrenik senarist belki de bendim
Ama bugün ölen ben değildim
İyiki doğdun sevgili... 01.07.2014
Dört duvarı yalnızlıktı şunun şurası
Aynaların altı astarlı
Sır çekilmiş mavinin arkası
Gecenin şizofrenik prangası
Kelepçesi bileklerinde
Hadi kalk yerinden şimdi
Sevgi içerikli değil belki senlerim
Yolsuzluk taşıyor benim benlerim
Kanı yavaşlığında
Hadi yeniden sev şimdi
Olmaz değil mi
Aşka yakışmaz böylesi
Sus şimdi uzun uzun sus
Anlama hiç bir şeyi
Duymasın solumdaki melek
Günahıma yazar senli düşleri
İmkânsız umutların intihar seyrine
Dünyanın oyununda seneryomuz
Dünden belli
Leyla'sını Mecnun'a öldürten
Şizofrenik senarist belki de bendim
Ama bugün ölen ben değildim
İyiki doğdun sevgili... 01.07.2014
30 Haz 2014
19 Haz 2014
Noktayı Koymadan Önce
Tek bir satır cümlede,
Tesadüfen yan yana gelen.
İki kelimeydik sen ve ben diye yazılan.
Biz gizli özneye saklanan,
Şiir dizelerinde yürümeye çalışan,
İki yabancıydık, bir birini tanımayan.
Issızdık, sessizdik, eski bir İstanbul gibi
Bir birine dokunamayacak iki yarım kıta.
Beni affet bu gece,
İkimizi yazdı yine kalemim.
Çizdi hayallerime,
Kırk yamaya çevirdi beynimi yine.
İzin ver dokunayım, ruhuna sokulayım sinsice.
Sevişmeliyiz biz, alt alta gelen mısralarda.
Karşı karşıya bakan iki kıta da.
Karışmalı kokumuz İstiklal caddesine.
Beyoğlu'n da soluklanmak mesele,
Çiçek Pasajına uğramalıyız bir de.
''Aklıma geldi kadeh tutmuşluğum.''
Fazlaca demlenmeliyiz,
Cemal Süreya' yı da beklemeliyiz,
Masanın baş köşesine.
Sen ile başlayan her bir cümleyi,
Bana kavuşturuyor dizelerinde.
Pek beceremiyorum ben bu işi
Bir türlü anlayamadım bu şairlik işini.
Sen ile beni ayrı yazıyorum hala,
Yakıştıramıyorum ben bizi ilk satıra.
Cemal Süreya' yı getirim bana,
Noktayı koymadan önce,
Yazsın bu son dizeye,
Yazsın bizi bize ...
Tesadüfen yan yana gelen.
İki kelimeydik sen ve ben diye yazılan.
Biz gizli özneye saklanan,
Şiir dizelerinde yürümeye çalışan,
İki yabancıydık, bir birini tanımayan.
Issızdık, sessizdik, eski bir İstanbul gibi
Bir birine dokunamayacak iki yarım kıta.
Beni affet bu gece,
İkimizi yazdı yine kalemim.
Çizdi hayallerime,
Kırk yamaya çevirdi beynimi yine.
İzin ver dokunayım, ruhuna sokulayım sinsice.
Sevişmeliyiz biz, alt alta gelen mısralarda.
Karşı karşıya bakan iki kıta da.
Karışmalı kokumuz İstiklal caddesine.
Beyoğlu'n da soluklanmak mesele,
Çiçek Pasajına uğramalıyız bir de.
''Aklıma geldi kadeh tutmuşluğum.''
Fazlaca demlenmeliyiz,
Cemal Süreya' yı da beklemeliyiz,
Masanın baş köşesine.
Sen ile başlayan her bir cümleyi,
Bana kavuşturuyor dizelerinde.
Pek beceremiyorum ben bu işi
Bir türlü anlayamadım bu şairlik işini.
Sen ile beni ayrı yazıyorum hala,
Yakıştıramıyorum ben bizi ilk satıra.
Cemal Süreya' yı getirim bana,
Noktayı koymadan önce,
Yazsın bu son dizeye,
Yazsın bizi bize ...
1 Nis 2014
KIZIM VE O ADAM
Bir ayrılık senaryosu yazarsın. Takvim yapraklarındaki isim seçeneklerine. Boş defterlere şiir niyetine... Düşürme yüzünü ne olur, Sev benim yerimede onu. Çayının yanına dolapta kurabiye var, Kalan simit kuşlara ufala, Yalnız yürüme buz tutan o kaldırımlarda. Bilirim azıcık sakarsın, düşüverirsin tek bir adımda. Ben tutup kaldıramam daha, Hadi bir destek eline, dayan bu sefer kendi dirseğine. Çiçeklerim var daha sulanacak. Sarı lalem, mor menekşem, cam güzelim İsimleri bunlar, konuşmamazlık yapıp, Küstürme yapraklarını sakın, Açmazlar o zaman sana dallarını. Bundan sonrasını iki kişilik yaşa, Ben olamayacağım daha Sol yanında çarpacağım sakın unutma. Söz sevgilim yakmıcam canını, O kadar uzakta düşünme beni Çünkü değilim. Bir oda kadar yanında ağlıyorum şuanda, Hadi kalk uykundan, benim herşeyim tam Hiç olmadığı kadar, benden arda kalan Kızım ve o adam... |
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)